İTÜ’de “5. ZeroBuild Uluslararası Sıfır Enerji Binalar Zirvesi” düzenlendi

İTÜ Maçka Kampüsü’ndeki Mustafa Kemal Atatürk Amfisi’ndeki etkinliğe, mimarlar, dernek başkanları, mühendisler ve öğrenciler katıldı.
Programın açılışında konuşan İTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Lütfiye Durak Ata, küresel çevre sorunlarının en önemli nedenlerinden birinin, insan faaliyetleriyle ilişkili olarak iklim değişikliği sorunları olduğunu söyledi.
Ata, zirvede iklim sorunlarını tartışmayı ve çözüm önerileri üretmeyi amaçladıklarını belirterek, “İklim değişikliği sadece çevresel mesele değil, ekonomik, sosyal, toplumsal adaletle de doğrudan ilişkili. Bu sorunlar hiçbir kurumun, kuruluşun tek başına çözebileceği, üstesinden gelebileceği sorunlar değil. Burada el birliğiyle hem ulusal hem de uluslararası düzeyde işbirliğine açık olmamız gerekiyor.” diye konuştu.
Sıfır enerji hedefine yakın ülkelerden ve projelerden bahseden Ata, “Birleşmiş Milletler’in Kalkınma Zirvesi 2015 yılında ilan edildi ve 2030 yılına kadar sürdürülebilir kalkınma hedefleri var. Aynı zamanda Avrupa Yeşil Mutabakatı’yla birlikte Avrupa Komisyonu, 2030 yılına kadar Sera Gazı emisyonlarını 1990 yıllarındaki seviyelere çekmeye, en az yüzde 55 oranında azaltmayı hedefledi.” ifadelerini kullandı.
Ata, 2024-2025 yıllarında yaşanan enerji artışlarıyla beraber farklı sorunların ortaya çıktığına işaret ederek, şunları kaydetti:
“Konunun ne kadar kritik olduğunu gözler önüne seriyoruz. Günümüzde baktığımız zaman peki bu karbondioksit emisyonları nerelerden kaynaklanıyor? Yapılı çevre, bu küresel karbondioksit emisyonlarının yaklaşık yüzde 40’ını oluşturuyor. Bu toplam emisyonun yüzde 27’si binaların işletiminden, yüzde 13’ü bina ve altyapı malzemelerinin inşaat faaliyetlerinden kaynaklanmakta. Sadece 3 malzeme, beton, çelik ve alüminyum küresel emisyonların yüzde 23’ünden sorumlu.”
Türkiye’de özellikle enerji ihtiyacıyla gelişen ekonomiye bağlı şehirleşmenin arttığına değinen Ata, “Sıfır enerjili binalar bize daha sağlıklı iç mekanlar sağlayacak; daha düşük işletme maliyeti, daha dirençli şehirler ve en önemlisi daha yaşanabilir bir gelecek için önemli. Dolayısıyla vizyonumuzun çok önemli bir parçası sıfır enerjili binaların ortaya konması.” değerlendirmesini yaptı.
Programın açılış oturumunda konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdürü Banu Aslan ise teknik hesaplamaların ve çalışmaların önemine dikkati çekerek, Ulusal Yeşil Sertifika Yönetmeliği’ne (YeS-TR) uygun yapılan bir binanın yüzde 30 daha fazla enerji tasarrufu ettiğini dile getirdi.
Aslan, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nde yapılan düzenlemelerle 2026 yılında devreye girecek uygulamalar doğrultusunda 10 bin metrekare ve üzeri yapıların daha üst kriterlerde inşa edilmesi zorunluluğu getirildiğini hatırlattı.